img

Her mimar cami mimarisi ile ilgilenmek ister. Ancak cami minaresi yıllara dayalı bir kubbe, kemer, tonoz, mukarnas ve iç mekan kavramlarını bünyesinde barındırır. Cami mimarisi kalfa ile bütünleşen, Mimar Sinan'ın Şehzadebaşı camii benim kalfa' lık eserimdir görüşünün minareden camiye, kubbeden şadırvana uzanan bir çizgisidir. Cami yapımcısı, bu kalfa ve cami mimarisi' ni bulduğunda en iyi cami, kubbe, minare, kemer, şadırvan, vitray, tezinat ve tonoz problemlerini çözmüş demektir ,Önü açılır. Kalfa cami yapımcısı ile projeye göre cami mimarisi tatbikine başlar. Cami yapımcısı ve kalfa artık rahattır, cami mimarisi nezaretinde temel, kolon, kiriş, kemer, kubbe, tonoz, makarnas, minare, şadırvan ve merdivenleri gönül huzuru içinde yaparlar. Kalfalık Demir ve kalıp işlerinde dikkat ister, cami yapımcısı da bu konularda hassas olmalıdır.

Kalfalık kaba inşaat ile sona erer. Cami mimarisi ince işler için mimar hatta iç mimar önerir. Kalfalık bittiği yerde cami yapımcısı ile mimar arasında ince işler muhabbeti başlar. İnce işler cami mimarisi' nin ortaya çıkmaya başladığı anlardır. Kalfalık çalışmasının güzel olması ince işleri çok etkiler. İnce işler' in güzelliği iyi bir kalfalık sonrasındadır. Cami ince işleri sıva ile başlar. Sonra kubbe dışlık ve içlik alçı vitray pencereler cami mimarisi göz önünde bulundurularak takılır. Cami ince işleri işin en zevkli yanıdır. Mimar ve cami yapımcısı bu sırada iyi bir uyum ve tecrübe ile kubbeleri kemerleri, tonozları, mukarnasları konuştururlar. Camide ince işler insafa tabidir denilir. Gerçektende öyledir, Cami yapımcısı her yapılan işte, yeni işlerin başlaması gerektiğini görür ve mimar ile işe koyulur. Bu birliktelikle yapılan camilerde huzur ve haz olur. İnsan camiye girdiğinde bir daha dışarı çıkmayı istemez. Tüm camilerin bu şekilde yapılması arzu edilir.